Kayıt için Arayın 05** 111-22-33
Evraklar için ; iletisim@gesro.net

Tehlike altındaki kelaynakların korunmasını sağladık.

Tehlike altındaki kelaynakların korunmasını sağladık.

Tarih 01.03.2018 | Yazar: Rıdvan Mahlas

1957-1958 yıllarında Suriye’den ülkemize gelen çöl çekirgesi akınını durdurmak ve süne hastalığı ile mücadele etmek için Güneydoğu Anadolu’nun büyük bir kısmı, uçaklardan DDT ve benzeri zararlı kimyasallar atılarak ilaçlandı. Bunun sonucunda bölgede yaşayan ceylan, tilki, sırtlan, toy, mezgeldek ve benzeri pek çok tür zehirlenerek öldü. Kimyasal ilaçlama o kadar etkili oldu ki çiftçilerin ifadesine göre “dağda taşta akrep yılan bile kalmadı”. Ana besin kaynağı yılan, çıyan, akrep gibi canlılar olan kelaynaklar da bu ilaçlamadan nasibini aldı. Dünyada sayısı hızla azalan kelaynaklar, 1937 yılında çıkarılan 3167 sayılı Kara Avcılığı Kanunu uyarınca bütün yıl koruma altında olmalarına rağmen, bu çok yoğun ilaçlama faaliyetlerinden dolayı Birecik’teki popülasyonda 1970’lerin başında yüzde 90’a varan bir azalma görüldü. Kelaynakların karşılaştığı bu tehdit, Türkiye’nin doğa koruma çalışmalarında sonraki yıllarda çok etkin rol oynayan Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin (DHKD) kurulmasına ve böylelikle ülkemizde çevreci hareketin yeşermesine vesile oldu. DHKD’nin kuruluş kararı 1975 yılında Udo Hirsch, Belkıs Balpınar ve Tansu Gürpınar ve 16 kurucu üye tarafından kelaynakların yurt edindiği Urfa, Birecik’te alındı. Derneğin ünlü kelaynak logosu kuş resimleriyle tanınan ressam Salih Acar tarafından çizildi. Kelaynağın Fırat nehri kıyısındaki yaşamını anlatan siyah beyaz bir belgesel çekildi ve zaman içinde kelaynak, Türkiye’nin doğa koruma sembolüne dönüştü. Bugün Birecik’te Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilen kelaynak üreme istasyonunda 200’ü aşkın birey denetim altında yaşıyor. Bu kelaynakların bir kısmı kontrol altında göç ederek doğal popülasyona katkıda bulunuyor.